Saturday, September 5, 2009

Ruh ve Beden

İnsan nedir? Biz sadece bedenimiz ile mi varız? Öldüğümüz zaman bedenimiz yok oluyor, yani biz insan olarak yok mu oluyoruz? İnsan klonlamak günah mı? Ne de olsa insan bedeni ile var, dolayısı ile bedeni kopyalanırsa insan da kopyalanmış olur değil mi? Peki Darwin bir şarlatan mı? İnsan denilen yüce varlık nasıl olur da maymundan türer? Değil mi?

Bütün bu sorular ve malum cevapları aslında insanın varlığını sadece etten ve kemikten oluşan bir karkas'ın içine hapseden zihniyetin eseridir. Ben burada yeni bir açılım getirmek istiyorum. Aslında bu açılım yeni bir fikir değil. Ancak mevcut bir fikrin üzerine gidip biraz fikir jimnastiği sonucudur. Belki birçok okuyan diyecek ki, bu zaten bilinen bir gerçek. Ama neden o zaman bu sorular hala günümüzde sorun oluşturuyor? Bunun analizini henüz yapmadım.

Gelelim fikrime: Ruh ile beden ayrıdır. İnsan Ruh'tan ibarettir. Beden ise bu Ruh'un, yani insanın isteklerini yerine getiren bir araçtır. Ayrım aslında çok net, neyin Ruh yani İnsan ile ilişkili olduğu, neyin bedenin bir özelliği olduğu çok net.

Örneğin tüm karakter özellikleri dediğimiz özellikler Ruh yani İnsan özelliğimizdir. Ruhumuzdan gelir. Ancak zeka, çeviklik, vs gibi özellikler bedenin özellikleridir. İnsan çok çalışkan ve iradeli olabilir, ancak beden özelliği olan zeka yeterli değil ise sonuç başarılı olmaz. Bu da İnsan özelliğimizde hayal kırıklığı yaratır. Başka bir insanı sevmek, ancak cinsi çekim değil de gerçekten sevmek Ruhun bir özelliğidir. Cinsi çekim, Ruhun tetiklediği, bedenin takip ettiği bir duygudur. Beden sadece verilen emirleri ve refleks olarak oluşan istemleri yerine getirir. Emirleri veren Ruhtur, yani İnsan'dır.

Bu açıdan bakıldığı zaman yukarıdaki soruların cevapları son derece basittir. Darwin bir dehadır, bedenimiz gerçekten bence maymundan gelmiştir. Ruhumuz bu bedene hükmetmek üzere, beden hayvan vasfıyla oluştuktan çok sonra gönderilmiştir. İnsan klonlamak günah değildir, yapılan sadece bedeni kopyalamaktır, yeni bedenin içindeki insan tamamen farklıdır. Bedenimiz toprak olabilir, İnsan her daim vardır. İnsan'ın zaten bedeni terketmesi ölümdür. Ölüm İnsan ruhunun o bedenin sınırlarının dışına çıkmasıdır.

Dolayısı ile bu açıdan bakıldığında birçok soru manasız kalıyor. Bu fikrimi bir değerlendirin bakalım. Bana çok mantıklı geliyor.

Wednesday, April 22, 2009

Anadolujet Rezaleti

Maalesef ilk defa olarak Anadolujet ile uçma şerefine sonunda nail oldum. Aslına bakarsanız THY'nin "güya" ucuzlatılmış versiyonu. Bir kere TK mil kartlarınız işlemiyor. CIP salonlarından faydalanmak için 30 TL ödemek zorundasınız. Uçakta kek, kraker veriliyor (aslında kısa uçuşlarda bunu şiddetle TK'ya da öneriyorum) ama yanında sadece çay. Eğer kahve içmek isterseniz yok. İşte bunu dünyanın hiçbir havayolunda görmedim. Parası ile bile yok.

Buraya kadar diyebilirsiniz ki, bunu bulduğuna şükret. Adamlar Anadolu'nun her yerine uçan ucuz havayolu koymuşlar, elbette eksikler olacaktır.

Ama bir kere ben İzmir'liyim. Türkiye'nin üçüncü büyük şehri ve en laik şehri. İzmir'den Ankara'ya gitmek için Anadolujet alternatifinden başkası yok. Üstelik fiyatları da TK kadar yüksek. Günübirlik gidiş dönüş için 228 TL para ödedim. Yani aslında TK kadar yüksek fiyat alıyor, TK alternatifini ortadan kaldırıyor, bir de düşük hizmet sunuyor. Aramızda avukat arkadaşlar varsa bunu mahkemeye versek kazanırız.

Kısaca, anladığım kadarı ile laik İzmir'in layığı budur diyorlar. Aynı uçakta muzaffer belediye başkanımız Sn. Aziz Kocaoğlu da vardı. Kendisine yakınışta bulununca, sayın bakanımız ile her görüşüşünde dile getirdiğini söyledi. Umarım bir dinleyeni vardır.